Hizmetler

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB)

Pek çoğumuz özel sosyal durumlarda, bir topluluk önünde konuşmamız gerektiğinde gerginlik ve kaygı yaşarız. Bu kaygıya bağlı olarak da çoğunlukla ellerimizde terleme, çarpıntı, yüz kızarması gibi bedensel yakınmalarımız olur. Sosyal anksiyete bozukluğunda (SAB) bu durumun devamlı ve daha şiddetli yaşanması söz konusudur. Bu sorunu yaşayan kişi, başkalarının dikkatli bakışlarıyla karşılaştığı sosyal durumlarda belirgin ve sürekli bir korku, kaygı duyar ve zorunlu durumlar dışında bunlara katılmaz. Zorunlu durumlarda ise yoğun bir korku, kaygı ile bunlara katlanır. Sosyal kaygı bozukluğu yaşayanlar çoğu kez, sosyal ortamlarda, küçük duruma düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde davranacağını düşünürler. Korku, kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı ay ya da daha uzun sürer. Bu durum kişide belirgin sıkıntıya yol açar ya da toplumsal, isle veya okulla ilgili zorlanmasına neden olur.

Yakınmalar genel olarak 20 yaşından önce başlamaktadır. Ortalama başlangıç yaşı ise 13’tür.

SAB ciddi yaşamsal zorluklara yol açabilir. Çocuğun, gencin performansını azaltır. Tedavisinde psikoterapi ve ilaç kullnımı ayrı ayrı ya da birlikte yararlıdır. Çalışmalar ikisinin birlikte kullanıldığı kombine tedavinin daha iyi sonuçlar verdiği düşündürmektedir ancak en önemlisi kişiye uygun bireysel yaklaşımın ne olduğuna karar verilerek ilerlenmesidir.

Tedavide kullanılan psikoterapi yöntemleri;

• Sosyal beceri eğitimi
• Bilişsel davranışçı terapi
• Psikodinamik psikoterapi

İlaç tedavileri:

• Antidepresanlar ve kaygı gidericiler (fluoksetin, sitalopram, essitalopram gibi)
• Beta blokörler (performans anksiyetesinde etkin olan kişilerde kaygının fizyolojik belirtilerini kontrol etmede kullanılabilir)